सिल्क रोड आणि तुर्की

İpek Yolu ve Türkiye :Literatürde “emerging markets” diye bilinen Hindistan, Brezilya, Güney Afrika, Endonezya, Türkiye gibi ülkelerin ekonomik büyümelerinde zor bir döneme girildiği sır değil. Dünyanın önde gelen iktisatçıları bunun nedenlerini tartışıyorlar. Harvard Üniversitesi’nden Kenneth Rogof “submerging markets” (batmakta olan pazarlar) kavramını kullandı. Bu durumun nedenleri arasında ABD Merkez Bankası Federal Reseve’in aldığı kararlar, Euro bölgesi ve uluslararası ekonominin durumu kadar iç faktörler de yer alıyor. Bu ülkelerdeki yavaşlama daha büyük sorunlara yol açar mı? Henüz bilmiyoruz. Türkiye ekonomisi konusunda çeşitli uyarılar yapılıyor.

The Wall Street Journal’da çıkan “Turkey’s Once-Golden Economy Buffeted from All Sides” başlıklı analiz buna bir örnek. Türkiye, ekonomi yönetiminde çok dikkatli olunması gereken bir döneme girdi. Siyasi kutuplaşmanın, kavgacı yaklaşımların artması ekonomi yönetimini kolaylaştırmaz. Hem iktidar, hem muhalefetin daha yapıcı bir tavır içine girmesi gerekir. Bu zorlukların kısa ve orta vadede aşılıp aşılamayacağını göreceğiz ama uzun vadede Türkiye ekonomisinin perspektifleri oldukça parlaktır. Siyasal istikrarsızlık olmaması ve başarılı ekonomi yönetiminin devam etmesi durumunda halen dünyanın 16. en büyük ekonomisi olan Türkiye çok daha iyi konuma gelebilir.

Goldman Sachs’ın tahminine göre 2050’de Türkiye Avrupa’nın 2. ve dünyanın 9. en büyük ekonomisi olacak. Globalleşen dünyada güçlü ekonominin önemli bir öğesi ulaşımdır. Hem ülke içinde ulaşım ağlarını güçlendirmek, hem de uluslararası ulaşım ağları ile entegrasyon ekonomik başarının olmazsa olmazları arasındadır. Türkiye’nin kapsamlı 2023 stratejisi içinde ulaşımın geliştirilmesi önemli yer tutuyor. Ülkede demiryollarının geliştirilmesi ve bu demiryolu ağının İpek Yolu’nu yeniden canlandırarak Çin’den Londra, Paris’e kadar uzanan bir ağın parçası olması, hem ekonomik, hem jeo-politik sonuçlar doğuracaktır. CACI Analyst sitesinde John Daly tarafından kaleme alınan “Turkey’s Dynamic Railway Expansion Has Larger Regional Implications” başlıklı makalede, Türkiye’nin demiryollarını geliştirme stratejisinin sadece iç değil, bölgesel sonuçlar doğuracağına dikkat çekiliyor.

Makalede yer alan ilginç bazı bilgileri aktarmak istiyorum. Türkiye demiryollarını geliştirmek için büyük yatırımlar yapıyor. Asya ile Avrupa’yı İstanbul Boğazı’nın altından birbirine bağlayan Marmaray Projesi bunun bir parçası. Türkiye, 2023’e kadar demiryollarını iki katına çıkarmayı hedefliyor. Türkiye’nin ilk demiryolu 1856’da İzmir-Aydın arasında bir İngiliz firması tarafından kurulmuştu. 1927’de demiryolları devletleştirildiğinde ülkede 3400 mil demiryolu vardı. Cumhuriyet döneminde demiryollarından çok karayollarının geliştirilmesine ağırlık verildi. Türkiye’nin halen 7500 mil uzunlukta demiryolu var. John Daly’e göre AK Parti iktidarı demiryollarının geliştirilmesine ağırlık verdi. Marmaray, bu projelerden sadece biri. Hızlı tren projeleri hayata geçiriliyor.

Hızlı tren çalıştırma konusunda Türkiye Avrupa’da 6. dünyada 8. sırada. Önümüzdeki 10 yıl içinde demiryollarının 16 bin mile çıkarılması planlanıyor. Bunun 6 200 mili hızlı tren olacak. Hızla gelişen bu demiryolu ağı yeni İpek Yolu’nun parçası olarak Asya ile Avrupa arasında mal ve yolcu taşımacılığında çok önemli rol oynayacak. Bu çerçevede yılda 75 milyar dolarlık ticaretin Türkiye üzerinden akacağı tahmin ediliyor. Türkiye’nin demiryollarını geliştirme projelerine dış kreditörler büyük ilgi gösteriyor. Türkiye hükümeti bu alanda dış yatırımların artmasını destekliyor. Son 5 yıl içerisinde Avrupa Yatırım Bankası Türkiye’deki demiryolu projelerine 3.33 milyar dolar kredi sağladı. Alman, Fransız, Japon, Güney Kore firmaları konu ile yakından ilgileniyorlar.

Çin de kendini Avrupa pazarlarına bağlayacak Türkiye’nin demiryollarını geliştirme projeleri ile ilgileniyor. TCDD’de reform yapılmasını amaçlayan 2013 yasası, demiryollarına özel sektör katılımını kolaylaştırıyor ve AB normlarına uyum sağlıyor. Özel sektör önce demiryolu yük taşımacılığında rol oynayacak. 2018’de yolcu taşımacılığı alanına da girecek. Gelecek yıl Bakü-Tiflis-Kars (BTK) demiryolunun hizmete girmesi ile İpek Yolu çalışmalarında önemli bir adım atılmış olacak. BTK ve Marmaray projesi, Kafkaslar ve Orta Asya’yı demiryolu ile Avrupa’ya bağlanmış olacak.

Böylece Kafkasya ve Orta Asya ülkeleri tarihte ilk kez Avrupa’ya ulaşmak için Rusya demiryolları dışında bir alternatife kavuşmuş, olanaklar çeşitlenmiş olacak. Globalleşen dünyada ülkeler ve bölgeler arasında çeşitli bağlar geliştiriliyor. Demiryolları bunun bir parçası. Tarihi İpek Yolu’nun yeniden yaşama geçirilmesi dev Çin ekonomisinin ve diğer Asya ekonomilerinin Avrupa ile bağlanması sonucunu doğuracak. Dünya ile entegre olmuş ülkeler ekonomik olarak daha başarılı olacaklar. John Daly, demiryolları alanında Türkiye’nin çağı yakalama çabalarını bize aktarıyor. Kim bilir? Belki gelecekte bir gün Kıbrıs da Avrupa ile demiryolu/karayolu bağlantısına sahip olur. Teknoloji sınır tanımıyor. Maliyetler düşüyor. Bugün mümkün gibi görünmeyen yarın mümkün olabiliyor. Önemli olan siyasal anlaşmazlıklara çözüm bulunması ve karşılıklı işbirliğinin geliştirilmesidir.

1 टिप्पणी

  1. ortadoğudaki karışıklıklar biter bitmez hicaz demiryolu yapılıp acilen ulaşıma açılmalı

प्रतिक्रिया द्या

आपला ई-मेल पत्ता प्रकाशित केला जाणार नाही.


*